Tanışma 2
Diyalog
Здра́вствуйте, дороги́е друзья́! Добро́ пожа́ловать на второ́й уро́к нача́льного у́ровня ру́сской ре́чи A-Link.
Merhaba sevgili arkadaşlar. A-Link başlangıç seviye ikinci Rusça konuşma dersine hoş geldiniz.
Как вы сего́дня? Как ва́ше настрое́ние? Как жизнь?
Nasılsınız bugün? Keyfiniz nasıl? Hayatınız nasıl?
Наде́юсь, что у вас всё хорошо́ и вы гото́вы слу́шать и говори́ть по-ру́сски.
Umarım her şey yolunda ve Rusça dinlemeye ve konuşmaya hazırsınız.
На про́шлом уро́ке мы познако́мились с Ивано́вым Ива́ном Андре́евичем. Вы по́мните, кто он по профе́ссии? Он учёный! Кака́я ва́жная профе́ссия, пра́вда? О́чень ва́жная профе́ссия. Поэ́тому мы бу́дем называ́ть Ива́на Андре́евича как? По и́мени и о́тчеству.
Geçen derste İvanov İvan Andreyeviç ile tanıştık. Onun mesleğini hatırlıyor musunuz? O bir bilim adamı! Ne kadar önemli bir meslek, değil mi? Çok önemli bir meslek. Bu yüzden İvan Andreyeviç’e nasıl hitap edeceğiz? Adı ve baba adı ile hitap edeceğiz.
- Ива́н Андре́евич, где́ вы?
- İvan Andreyeviç, neredesiniz?
- Иду́, иду́. А вот и я. Всем до́брый день!
- Geldim, geldim. İşte buradayım. Herkese iyi günler.
- Ива́н Андре́евич, вы сказа́ли «до́брый день», а мо́жет быть, нас смо́трят у́тром.
- İvan Andreyeviç, ‘iyi günler’ dediniz ama bizi sabah seyrediyor olabilirler.
- Хмм, ну тогда́ до́брое у́тро!
- Hm, o zaman günaydın.
- А возмо́жно, кто-то слу́шает нас ве́чером.
- Birileri bizi akşam da dinliyor olabilir.
- Ну, тогда́ до́брый ве́чер!
- O zaman, iyi akşamlar.
- А лу́чше всего́, сказа́ть «до́брого вре́мени су́ток»!
- En iyisi ‘iyi zamanlar’ diyelim.
- Да, о́чень уда́чное приве́тствие! О́чень, о́чень уда́чное приве́тствие! Всем до́брого вре́мени су́ток! Как пожива́ете?
- Evet, çok başarılı bir selamlaşma şekli. Çok, çok başarılı bir selamlaşma. Herkese iyi zamanlar. Hayatınız nasıl gidiyor?
- Спаси́бо, всё в поря́дке. А вы как?
- Teşekkür ederim. Her şey yolunda. Peki siz nasılsınız?
- У меня́, как всегда́, всё отли́чно! Сего́дня я пришёл не оди́н. Со мной пришёл мой сын Влади́мир. Во́ва, иди́ сюда́. Поздоро́вайся, предста́вься, расскажи́ немно́го о себе́.
- Ben her zamanki gibi harikayım. Bugün yalnız değilim. Benimle birlikte oğlum Vladimir geldi. Vova, gel buraya. Merhaba de, kendini tanıt, kendini biraz anlat.
- Во́ва, почему́ ты молчи́шь?
- Vova neden susuyorsun?
- Наве́рное он стесня́ется. Ива́н Андре́евич, а не могли́ бы вы рассказа́ть нам о Влади́мире? Ско́лько ему́ лет? На кого́ он похо́ж? Что он лю́бит? Куда́ он хо́дит: в шко́лу и́ли ещё в де́тский сад?
- Galiba çekiniyor. Peki İvan Andreyeviç siz Vladimir hakkında anlatabilir misiniz? Kaç yaşında? Kime benziyor? Ne seviyor? Nereye gidiyor: okula mı yoksa daha anaokula mı?
- Коне́чно, могу́. Во́ва не похо́ж на меня́, потому́ что я никогда́ не стесня́юсь, а Во́ва стесня́ется, как и его́ ма́ма, поэ́тому он похо́ж на ма́му.
- Tabii ki, anlatabilirim. Vova bana benzemez çünkü ben asla çekingenlik yapmam. Vova ise annesi gibi utanıyor, bu yüzden annesine çekmiştir.
- Па́па, па́па я не стесня́юсь и могу́ сам рассказа́ть о себе́!
- Baba ya, ben utanmam ve hakkımda kendim anlatabilirim.
- Прекра́сно! Замеча́тельно! Во́ва, ты сме́лый и у́мный ма́льчик. Нам бу́дет о́чень интере́сно послу́шать тебя́.
- Çok güzel! Harika! Vova, sen cesur ve akıllı bir çocuksun. Seni dinlemek bizim için çok ilginç olacak.
- Спаси́бо. Меня́ зову́т Влади́мир, но па́па называ́ет меня́ Во́ва, а ма́ма называ́ет меня́ Вовочка и́ли сыно́чек. Я о́чень люблю́ свою́ ма́му.
- Teşekkür ederim. Benim adım Vladimir ama babam bana Vova der, annem ise Vovoçka veya oğluşum der. Annemi çok seviyorum.
- Как? А меня́ ты что, ра́зве не лю́бишь?!
- Nasıl yani? Yoksa beni sevmiyor musun?
- Па́па, не перебива́й меня́! Коне́чно же, я люблю́ и тебя́! Я люблю́ вас обо́их.
- Baba, sözümü kesme. Tabii ki, seni de seviyorum. Ben ikinizi de seviyorum.
- Како́й хоро́ший у меня́ сын, пра́вда?
- Ne kadar iyi bir oğlum var, değil mi?
- Да, Ива́н Андре́евич, Во́ва – о́чень хоро́ший ма́льчик. Вовочка, а ско́лько тебе́ лет?
- Evet, İvan Andreyeviç. Vova, çok iyi bir çocuk. Peki, Vovoçka, kaç yaşındasın?
- Мне уже́ 5 лет! Я уже́ большо́й и ско́ро пойду́ в шко́лу.
- Artık beş yaşına geldim. Ben artık büyük biriyim ve yakında okula gideceğim.
- А сейча́с куда́ ты хо́дишь?
- Peki şimdi nereye gidiyorsun?
- Сейча́с я хожу́ в де́тский сад.
- Şimdi anaokuluna gidiyorum.
- Хм, тебе́ нра́вится твой де́тский сад?
- Hm, anaokulunu seviyor musun?
- Да, я люблю́ мой де́тский сад, потому́ что у меня́ там мно́го друзе́й и мы це́лый день игра́ем.
- Evet, anaokulumu seviyorum, çünkü orada çok arkadaşım var ve biz bütün gün oynuyoruz.
- А во что вы игра́ете?
- Peki ne oynuyorsunuz?
- В маши́нки, в мяч, в ку́клы.
- Oyuncak arabalarla, top, oyuncak bebeklerle.
- Интере́сно… Ты то́же игра́ешь в ку́клы?
- İlginç… Sen de mi oyuncak bebeklerle oynuyorsun?
- Да, иногда́ де́вочки про́сят поигра́ть с ни́ми в ку́клы. А ещё мы рису́ем, у́чим алфави́т и чита́ем.
- Evet, kızlar bazen onlarla birlikte bebeklerle oynamamızı istiyorlar. Ayrıca, biz resim çiziyoruz, Alfabe öğreniyoruz ve okuyoruz.
- Как интере́сно! А ещё что ты лю́бишь?
- Ne kadar ilginç! Peki başka ne seversin?
- А ещё я люблю́ игра́ть в футбо́л и мечта́ть.
- Ben bir de futbol oynamayı ve hayal kurmayı severim.
- Ты тако́й ма́ленький и уже́ уме́ешь игра́ть в футбо́л?!
- Sen bu kadar küçük olduğun halde futbol oynayabiliyor musun?
- Я уже́ говори́л вам, что я не ма́ленький. Мне уже́ 5 лет и ско́ро бу́дет шесть лет. Я был ма́леньким, когда́ мне был оди́н год, два го́да, три го́да, четы́ре го́да. А сейча́с я уже́ большо́й. Я уже́ не ребёнок. Я – футболи́ст!
- Size küçük olmadığımı söylemiştim. Ben beş yaşındayım ve yakında altı yaşında olacağım. Ben bir yaşındayken, 2 yaşındayken, üç yaşındayken, dört yaşındayken küçüktüm. Şimdi ise ben büyük biriyim. Ben artık çocuk değilim. Ben bir futbolcuyum!
- Хорошо́, хорошо́. Тогда́ я бо́льше не бу́ду называ́ть тебя́ Вовочка и да́же не бу́ду называ́ть тебя́ Во́ва. Я бу́ду называ́ть тебя́ Влади́мир.
- Peki, peki. O zaman sana bir daha Vovoçka demeyeceğim, hatta Vova bile demeyeceğim. Ben sana Vladimir diyeceğim.
- Хм.. Мо́жно, но друзья́ называ́ют меня́ Вовка.
- Hm… Olur ama arkadaşlar bana Vovka derler.
- Хм… Влади́мир, с тобо́й о́чень интере́сно говори́ть.
- Hm… Vladimir, seninle konuşmak çok keyifli.
- Я зна́ю. Я о́чень интере́сный, у́мный и сме́лый ма́льчик.
- Biliyorum. Ben çok keyifli, akıllı ve cesur biriyim.
- И (то́лько) ме́жду на́ми, не о́чень скро́мный…
- Ve, aramızda kalsın, pek mütevazi değil.
Дороги́е друзья́, на сле́дующем уро́ке мы с ва́ми узна́ем о чём лю́бит мечта́ть Во́ва и пригласи́м к нам в го́сти ма́му Во́вы, жену́ Ива́на Андре́евича.
Sevgili arkadaşlar, bir sonraki derste sizinle Vova’nın neyin hayalini kurmayı sevdiğini öğreneceğiz ve konuk olarak Vova’nın annesini ve İvan Andreyeviç’İn eşini davet edeceğiz.
А сейча́с дава́йте вспо́мним и отве́тим:
Şimdi ise şunları hatırlayıp cevap verelim:
- Кто Ива́н Андре́евич по профе́ссии? – İvan Andreyeviç’in mesleği nedir?
- С кем Ива́н Андре́евич пришёл сего́дня на уро́к? – İvan Andreyeviç bugünkü derse kiminle geldi?
- Как зову́т сы́на Ива́на Андре́евича? – İvan Andreyeviç’in oğlunun adı ne?
- Ско́лько ему́ лет? – Oğlu kaç yaşında?
- Куда́ Во́ва хо́дит? – Vova nereye gidiyor?
- Почему́ Во́ве нра́вится его́ де́тский сад? – Vova neden anaokulunu seviyor?
- Во что де́ти игра́ют в де́тском саду́ и что ещё они́ там де́лают? – Anaokulundaki çocuklar ne oynuyorlar ve başka yaptıkları nelerdir?
- Как Во́ву называ́ет его́ ма́ма? – Annesi Vova’ya hangi isimle sesleniyor?
- Что ещё лю́бит Во́ва? – Vova başka ne seviyor?
- А у вас есть де́ти и́ли ма́ленькие брат и́ли сестра́? – Peki sizin çocuk veya ufak kardeşleriniz var mı?
- Ско́лько им лет? – Kaç yaşındalar?
- Как вы их называ́ете? – Onlara nasıl sesleniyorsunuz?
- Как они́ называ́ют вас? – Onlar size nasıl sesleniyorlar?
Бу́ду ждать ва́ших отве́тов.
Cevaplarınızı bekliyor olacağım.
До встре́чи.
Görüşmek üzere.
Sözlük
- настрое́ние [nastraYEniye] – ruh hali, moral, iç keyfi
- на про́шлом уро́ке [naPROşlam uRokye] – geçen derste
- тогда́ [taGDA] – o zaman
- возмо́жно [vaZMOjna] – mümkün, belki, olabilir
- лу́чше всего́ [LUçşe fsiVO] – en iyisi
- до́брого вре́мени су́ток [DObrava VRYEmini SUtak] – iyi zamanlar (günün her saat dilimi için Rusça yaygın bir selamlaşma şekli)
- уда́чный [uDAçnıy] – başarılı, çok uygun
- приве́тствие [priVYEtstviye] – selamlaşma
- уда́чное приве́тствие [uDAçnaye priVYEtstviye] – çok başarılı bir selamlaşma
- приходи́ть / прийти́ [prihaDİT’ / priyTİ] – gelmek
- здоро́ваться / поздоро́ваться с кем? [zdaROvatsa / pazdaROvatsa] – kiminle merhabalaşmak, selamlaşmak
- представля́ться / предста́виться кому́? [pridstaVLYAtsa / priDSTAvitsa] – kime kendini tanıtmak
- расска́зывать / рассказа́ть кому́? о ком? о чём? [raSKAzıvat’ / raskaZAT’] – kime, neyi anlatmak
- молча́ть / замолча́ть [malÇAT’ / zamalÇAT’] – susmak
- наве́рное [naVYERnaye] – galiba
- стесня́ться / застесня́ться кого́? чего́? [stiSNYAtsa / zastiSNYAtsa] – çekinmek, utanmak
- похо́ж (-а,-е,-и) на кого́ [paHOJ nakaVO] – kime benziyor
- замеча́тельно [zamiÇAtil’na] – harika
- сме́лый [SMYElıy] – cesur
- у́мный [UMnıy] – akıllı
- ра́зве [RAzvye] – yoksa
- перебива́ть / переби́ть кого́? [piribiVAT’ / piriBİT’] – kimin sözünü kesmek
- ско́ро [SKOra] – pek yakında (zaman olarak)
- де́тский сад [DYEtskiy sat] – anaokulu
- це́лый день [TSElıy dyen’] – bütün gün
- маши́нка [maŞINka] – oyuncak araba
- ку́кла [KUkla] – oyuncak bebek
- рисова́ть / нарисова́ть кого́? что? [rİsaVAT’ / narisaVAT’] – resim yapmak
- мечта́ть / помечта́ть о ком? о чём? [miÇTAT’ / PAMİçtat’] – hayal kurmak
- ребёнок / де́ти [riBÖnak / DYEti] – çocuk / çocuklar
- бо́льше не бу́ду [BOL’şe niBUdu] – bir daha yapmayacağım
- (то́лько) ме́жду на́ми [TOL’ka MYEjdu NAmi] – aramızda kalsın
- скро́мный [SKROMnıy] – mütevazi
- на сле́дующем уро́ке [naSLYEduyuşşyem uROkye] – bir sonraki derste
- гость [gost’] – misafir
- приглаша́ть / пригласи́ть в го́сти кого́? [priglaŞAT’ / priglaSİT’] – kimi misafirliğe çağırmak / davet etmek
- встре́ча [FSTRYEça] – buluşma
- До встре́чи! [daFSTRYEçi] – Görüşmek üzere.
- уда́ча [uDAça] – iyi şans
- Уда́чи вам! [uDAçi vam] – Bol şanslar. / Allah rast getirsin.